well 2

Résultats pour "well 2"

Anglais - Turc Dictionnaire

well 2

 (Anglais - Turc Dictionnaire) :
z. (bet.ter, best) 1. iyi; yolunda: The new computer is working well. Yeni bilgisayar iyi çalışıyor. Everything is going well. Her şey yolunda gidiyor. 2. iyice: Shake it well before using it. Kullanmadan önce iyice çalkalayın. 3. hayli: He is well on in life. Yaşı hayli ilerlemiş. All of the administrators are well past forty. Yöneticilerin hepsi kırkını hayli geçmiş. well up on the list listenin başlarında. 4. pekâlâ: He understood me (very) well. Beni pekâlâ anladı. 5. haklı olarak: You may well ask that question. O soruyu sormakta haklısın. s. (bet.ter, best) 1. iyi; yolunda: I don´t feel well. Kendimi iyi hissetmiyorum. All is well. Her şey yolunda. 2. iyi, uygun, yerinde; elverişli (Would ile kullanılır.): It would be well to make an appointment before you go to see him. Onu görmeye gitmeden önce randevu alsanız iyi olur.
Recherches de mots-clés Turkish - French Dict. ılık (224501k) Turkish - Germany Dict. çüş (102034k) Turkish - French Dict. açık (85351k) Turkish - French Dict. ırmak (77953k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (74602k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (64677k) Turkish - French Dict. çatı (62254k) Turkish - Germany Dict. ılım (62146k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (60790k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (60189k) Turkish - French Dict. balık (58311k) Turkish - Germany Dict. hasır (56979k)